Beşiktaş meydanını inleten slogan: Cumhurbaşkanı İmamoğlu

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın Gözaltına Alınması

CHP ve Akpolat’ı seçen yurttaşlar, Beşiktaş Belediyesi önünde bir demokrasi mitingi düzenledi. Miting, mesai saatleri içerisinde olmasına rağmen on binlerce yurttaşın Beşiktaş Belediyesi önünde toplanmasıyla başladı.

CHP Genel Başkanı Özel, TBB ve İBB başkanı İmamoğlu ve diğer büyükşehir belediye başkanları, miting alanında otobüsün üzerine çıkarak yurttaşlara seslendi. Miting sırasında, binlerce insanın attığı sloganlar Beşiktaş’ı inletti.

İmamoğlu sözlerine başlamadan önce, binlerce yurttaşın “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganıyla seslendiği bir atmosferde konuşmasına başladı. İmamoğlu’nun konuşmasından bir kısım şu şekilde:

  • “Sevgili dostlarım, kıymetli hemşehrilerim, hanımefendiler, beyefendiler, değerli yol arkadaşlarımız, aslında bugün sizlerle buluşmamızın, bu kalabalığın, gözlerindeki bakışların neler ifade ettiğini anlamak herhalde işin özeti olacaktır.
  • Elbette biliyorum ki her biriniz aslında kızgınsınız. Kızgınsınız ama bir o kadar da üzgünsünüz. Çünkü bizim milletimize, bu kadim şehir İstanbul’da, İstanbul’un tam da göbeğinde, merkezinde, haksızlıkla, hukuksuzlukla birlikte belediye başkanı kardeşimiz Rıza Akpolat’a yapılan ve yürütülen işlemin utancını da yaşıyorsunuz. Aslında…
  • Dedim ya! Kızgın olmak, üzgün olmak, utanmak. Utanıyorum. Niye utanıyorum biliyor musunuz? Bu işi yapanlar utansın diyeceksiniz ama ben söyleyeyim onlar utanmaz. Bu işi yapanlar utanmaz! Biz utanıyoruz çünkü bu memlekete, bu millete, bu güzel insanlara bu yakışmaz. Bu cennet vatanın insanları bir ve birlikte olmanın tadını çıkarmak istiyor.
  • Bir ve birlikte olmanın verdiği güçle, milletçe, dünyanın en güzel yerinde olmak isteyen bir insana sahibiz biz. Yahu neyle uğraşıyoruz? Yani yargının, adaletin uygulamalarının yerle bir olduğu bir dönem. Düşünsenize, kafasına estiği gibi hareket eden bir avuç yargı mensubu güdümlü talimatla, tabiri caizse otoriter akıl ve anlayışın maşası gibi hareket etme bilinciiyle siyasi müsteşarlık yaparak hem de şehvetle yaparak milletin iradesini gasp etmeye çalışıyorlar.
  • İşte tam da yapılan bu siyasi operasyonlar, ortaya koyan bu siyaset eliyle yargıyı dizayn etme çabaları aslında hukuk ve demokrasiyi kabul etmeyen iktidarın bu ülkeyi muhalefetsiz bir hale getirme çabasıdır. Muhalefetsiz bir Türkiye istiyorlar.
  • Aynen 2019 yılında İstanbul’daki seçimi kazandığımız, milletin kazandığı, 13.000 oyla kazandığımız seçimi, dün gibi hatırlıyoruz değil mi? Sakın hatırlamayı unutmayın herkese! Kimseye unutturmayın! Onlar unutturmak istiyorlar.

  • Hayır, unutturmayacağız. Niye biliyor musunuz? 13.000 oyla kazandığımız seçimi aynen şu cümlelerle reddetti Sayın Cumhurbaşkanı: “Sen 13.000 oyla İstanbul’u kazanacağını mı zannediyorsun?” dedi. Halbuki sevgili hemşehrilerim seçim bir oyla bile kazanılır. Öyle değil mi? Bir oy, bir oy, 13.000 oy sana yeteceğini mi zannediyorsun diyen bu millet 806.000 kez tokat attı 806.000.
  • Dersini almadılar! Sadece 5 yıl sonra tam 1 milyon kez tokat attı, 1 milyon kez. Bu demokrasi tokadı, bu demokrasi tokadı hala yetmedi. Hala milletle uğraşıyorlar. Milletin iradesiyle uğraşıyorlar. 31 Mart’ta, 31 Mart’ta seçimi kazanan Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinci parti olmasını kendine yediremeyenler aynı zamanda, aynı zamanda bir de İstanbul’a bir düşkünlükleri var. İstanbul’a düşkünler.
  • Öyle sevgi, sevda, aşk falan hikaye. Öyle bir şey yok! Tek dertleri var, tek dertleri. Bakın, seçimde ağızlarına “kanal” diye bir şey alabildiler mi? Niye alamadılar? Çünkü millet duyarsa oy vermez diye. Bunlar oy versinler diye bir böyle, bir böyle, oy versinler diye bir böyle, bir böyle, milleti aldatmak, bir oy için her yol mubahtır diyen bir anlayışı temsil eden bir duruşa sahiptiler.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir